Gecenin o saatinde üniversite öğrencisi mürideler uykularından uyandırılırdı. Bedeni kutsal olan şeyhin gelip kendilerini feyzlendirmesi için diz üstü çöküp beklemeye başlarlardı. As hanımlarından birini o zamanlar, bu evlerden birinde gözüne kestirmişti. Fatma Kavak'a işareti çakmış, o da kızın gönlünü etmişti.
Gecenin bir saatinde, şeyhin evlerine gelmesini yadırgayıp tarikattan ayrılmış kızlardan bir kaçıyla görüşebildim. Onlardan birinin anlattığına göre, Bahtiyar Kaş, o zamanlar kendilerine şöyle diyormuş: "Önce fiziksel bir yakınlık kurmalıyız ki, bu daha sonra manevi yakınlığa . dönüşebilsin. Aramızda fiziksel yakınlığı kuramazsak, Allah'tan aldığım feyzi size ulaştıramam."
O zamanlar, kimi mürideler, şeyhin karısı olan kadını cehennem ateşinin yakmayacağını söylüyorlarmış. Nedense şeyh, yalnızca kız müritlerini feyzlendirmek istiyor. Bunu o kadar çok istiyor ki, gecenin geç saatlerinde onları yataklarından uyandırtabiliyor. Şeyhin müridelerine öze! toplantıları amaçlarına uygun biçimde düzenleniyordu. Mürideler, halılar üzerine diz çöküyorlar, şeyh de görkemli koltuğuna kuruluyor, güya onlara dini öğretiyordu. Hep aynı klişe laflar...
Kesinlikle değişen bir şeyler oluyordu elbette. Yeni taze müride yüzleri. Şeyhe gösterilmek istenen bu kızlar, görevlendirilmiş kadınlar tarafından ablukaya alınıyordu'. 

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder